Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 108

b. Satma hakkı

b.   Satma hakkı

Madde 108 - Sözleşmenin konusu olan şeyin niteliği veya işin özelliği tevdi edilmesine uygun düşmez veya teslim edilecek şey bozulabilir ya da bakımı, korunması veya tevdi edilmesi önemli bir gideri gerektirir ise, borçlu, alacaklıya önceden ihtarda bulunması koşuluyla, hâkimin izniyle onu açık artırma yoluyla sattırıp bedelini tevdi edebilir.

Teslim edilecek şey, borsada kayıtlıysa veya piyasa fiyatı varsa ya da yapılacak gidere oranla değeri az ise, satışın açık artırma yoluyla yapılması zorunlu olmadığı gibi, hâkim, önceden ihtarda bulunma koşulunu aramaksızın satışa izin verebilir.

I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:

b) Satmak hakkı

Madde 92 - Akdin mevzuu olan şeyin mahiyeti veya işin nevi tevdie mâni olur veya verilecek şey bozulmağa maruz veya muhafazası masrafı mucip veya tevdii büyük masrafları müstelzim olur ise borçlu evvelen ihtarda bulunduktan sonra hâkimin izniyle onu alenen sattırarak bedelini tevdi edebilir.  Verilecek şey borsada mukayyet veya cari fiatı mevcut veya masraflarına nispetle kıymeti az ise satışın aleni olması lâzım olmadığı gibi ihtara lüzum görmeksizin de hâkim, satışa müsaade edebilir.

II-) Madde Gerekçesi:

Madde 107 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 92 nci maddesini karşılamaktadır.

Tasarının iki fıkradan oluşan 107 nci maddesinde, alacaklının temerrüde düşmesi durumunda, tevdi edilmeye elverişli olmayan verme edimlerinde, borçlunun onu nasıl sattırıp bedelini tevdi etmek suretiyle borcundan kurtulabileceği düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 92 nci maddesinin kenar başlığında kullanılan “b. Satmak hakkı” şeklindeki ibare, Tasarıda “b. Satma hakkı” şeklinde değiştirilmiştir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 92 nci maddesi tek fıkradan oluştuğu hâlde, bu maddede iki ayrı konunun düzenlendiği göz önünde tutularak, Tasarının 107 nci maddesi iki fıkraya bölünerek düzenlenmiştir.

Sistematik yapısı ile metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.

III-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:

1-) OR:

b. Recht zum Verkauf

Art. 93

1 Ist nach der Beschaffenheit der Sache oder nach der Art des Geschäftsbetriebes eine Hinterlegung nicht tunlich, oder ist die Sache dem Verderben ausgesetzt, oder erheischt sie Unterhaltungs- oder erhebliche Aufbewahrungskosten, so kann der Schuldner nach vorgängiger Androhung mit Bewilligung des Richters die Sache öffentlich verkaufen lassen und den Erlös hinterlegen.

2 Hat die Sache einen Börsen- oder Marktpreis oder ist sie im Verhältnis zu den Kosten von geringem Werte, so braucht der Verkauf kein öffentlicher zu sein und kann vom Richter auch ohne vorgängige Androhung gestattet werden.

2-) CO:

b. Droit de vendre

Art. 93

1 Si la nature de la chose ou le genre d’affaires met obstacle à une consignation, si la chose est sujette à dépérissement ou si elle exige des frais d’entretien ou des frais considérables de dépôt, le débiteur peut, après sommation préalable et avec l’autorisation du juge, la faire vendre publiquement et en consigner le prix.

2 Si la chose est cotée à la bourse, si elle a un prix courant, ou si elle est de peu de valeur proportionnellement aux frais, il n’est pas nécessaire que la vente soit publique, et le juge peut l’autoriser même sans sommation préalable.

IV-) Yargı Kararları:

1-) YHGK, T: 24.11.2020, E: 2017/493, K: 2020/932:

“… I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı dava dilekçesinde; … Belediyesinden aldığı asfalt yapım işi nedeniyle şantiyeye kurmak zorunda olduğu “asfalt plenti” yapılması işine dair taraflar arasında 12.04.2011 tarihinde sözleşme imzalandığını, davalıya avans ödemesi yapılmasına rağmen sözleşme konusu makine ve aksamının büyük çoğunluğunun davalı tarafından imâl edilmediğini, davalıya gönderilen ihtarnamelerin de sonuçsuz kaldığını ileri sürerek davalının şantiye sahasına teslim ettiği 7 adet bitüm tankı ve 1 adet kızgın yağ jeneratörü ile bacasının korunması veya saklanmasının değerini aştığından dolayı önceden ihtarda bulunma koşulu aranmaksızın satışına izin verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararı:

5. … 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 30.10.2014 tarihli … kararı ile; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 108. maddesinde, bir sözleşme alacaklısının alacağını almaktan imtina etmesi hâlinde borçlunun başvurabileceği yollarının gösterildiği, bunlardan birinin tevdi hakkı iken, diğerinin ise satma hakkı olduğu, buna göre sözleşmenin konusu olan şeyin niteliği veya işin özelliği tevdi edilmesine uygun düşmez veya teslim edilecek şey bozulabilir, korunmasında zorluklar yaşanabilir ise önceden ihtarda bulunulması koşuluyla, hâkimin izniyle borçlunun tevdi edilecek şeyi satabileceği, bu şekilde bir satış istenebilmesi için öncelikle alacaklıya bir ihtar gönderilmesi gerektiği, oysaki davacının davalı şirketle asfalt plenti imâl edilmesi konusunda sözleşme imzaladığı, davacının tevdi edeceği herhangi bir şeyin bulunmadığı, sözleşmenin konusunun davalının üreteceği malzemeler olduğu, sözleşmeye konu malzemeler ise imâl edilmediğinden satılacak herhangi bir şeyden de söz edilemeyeceği ayrıca ihtar şartının da yerine getirilmediği gerekçesiyle … davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Yargıtay 15. Hukuk Dairesince 31.03.2015 tarihli ve 2015/983 E., 2015/1638 K. sayılı kararı ile; “… Karaman Belediyesi tarafından 30.03.2011 tarihinde ihalesi yapılan “Alttemel, Temel ve Bitümlü Sıcak Karışım Asfalt Yapım İşi” davacı uhdesinde kalmış, bu ihale gereği davacının şantiyeye kurmak zorunda olduğu “asfalt plentinin” imâl ve teslimi konusunda davalı ile 12.04.2011 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme gereği davalının eseri 20.06.2011 tarihinde teslimi gerekirken bu tarihte tesliminin gerçekleşmemesi nedeniyle davacı tarafından sözleşme feshedilmiştir.

Davalı yüklenicinin işin ifası için davacıya ait Karaman’da bulunan şantiye sahasına 7 adet bitüm tankı ile 1 adet kızgın yağ jeneratörü ve bacası getirdiği sevk irsaliyesi içeriğinden anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshini müteakip, davacı iş sahibi 24.04.2012 ve 17.08.2012 tarihli ihtarlarla şantiyesine bırakılan malzemelerin alınmasını istemiş, davalı ihtar tebliğine rağmen malzemeleri alıp götürmemiştir.

Sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 92., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ise 108. maddesinde, … hükmüne yer verilmiştir. Davacı davadan önce ihtar koşulunu yerine getirmiş olup malzemelerin korunması veya saklanmasının değerini aştığını iddia ettiğinden mahallinde keşif yapılarak yasada öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir, …” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

8. … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) … kararı ile, … TBK’nın 108. maddesinde açık şekilde borçlunun, alacaklıya ifa ile yükümlü olduğu, vermek ödevi altında bulunduğu şeyin satışını isteyebileceğinin yer aldığı, … bu düzenlemede de borç konusunun yani alacaklıya verilmesi lazım gelen şeyin satışından söz edildiği, alacaklılık-borçluluk ilişkisinin bulunmaması, borçlunun, borcunu ifa anlamında alacaklıya vermesi lazım gelen herhangi bir şeyin olmaması hâlinde, borç konusu olmayan şeylerin satışının istenmesinin bu kanun hükmüne göre mümkün olmadığı, eldeki uyuşmazlıkta, satışı için izin istenen tank ve jeneratörün, borç ilişkisinin konusu olmadığı, satış isteyen davacı şirketin bu malzemeleri davalı şirkete tevdi etmek ve böylece borcundan kurtulmak gibi bir ödev altında da bulunmadığı, bu malzemelerin sözleşme kapsamında imâl edilecek eser için davalının şantiye sahasına getirdiği malzemeler olduğu, davalının alacaklı değil borçlu olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

9. Direnme kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

10. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği ve davalı yüklenicinin, davacının şantiye sahasına getirdiği malzemeleri geri almadığı eldeki davada, davacının söz konusu malzemelerin satışına izin verilmesini talep etmesinde hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

13. Borçlu tarafından borca uygun olarak ifası teklif edilen bir edim, alacaklı tarafından haklı bir neden olmadan kabul edilmediği takdirde, alacaklı temerrüde düşmüş olur. … Borçlu borca uygun olarak ifada bulunmak istediği hâlde, alacaklı kabulden kaçınır ya da borçlunun ifada bulunmasına engel olursa, borçluya borçtan kurtulma olanağını tanımak gerekir. Tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmede borçlu kendi edimini ifa ederek karşı edimi talep etmek ister. Alacaklının temerrüdü bu nedenlerle kabul edilmiş ve borçluya borcunu ifa ile kurtulma olanağı getirilmiştir. …

14. Alacaklının temerrüdünün gerçekleşmesi için borç muaccel olmalı, borcun ifası borçlu tarafından alacaklıya teklif edilmiş olmalı son olarak da alacaklının ifayı reddetmesi ve reddin haklı bir sebebe dayanmaması gerekir.

15. Alacaklının temerrüdü hâlinde borçluya, borç konusunun ya da satış bedelinin tevdi edilmesi suretiyle borçtan kurtulma imkânı tanınmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 108. maddesinde, borç konusunun bazı hâllerde tevdi edilmeye elverişli olmaması ya da tevdiinin zararlı olacağı göz önüne alınarak, alacaklının kabulde temerrüde düştüğü borç konusunun satılması suretiyle bedelinin tevdi edilmesini öngörmüştür.

16. Borç konusunun işin özelliği gereği tevdiinin mümkün olmaması, bozulacak cinsten olması, korunması ya da tevdi edilmesinin önemli masrafı gerektirmesi hâlinde, tevdi edilmesi yerine satışına karar verilebilir. …

17. Borç konusu şeyin satışına izin verilebilmesi için alacaklıya satışın ihbar edilmesi gereklidir. Bu ihbarın amacı borç konusunun satılması gibi ağır sonuçlardan alacaklıyı korumaktır. Tevdide alacaklı, tevdi edilen malı kabul ederek mülkiyeti iktisap edebilir. Satışta ise temerrüde düşen alacaklının artık borç konusuna sahip olması, mülkiyetini elde etmesi mümkün değildir. Borçlunun alacaklıya satışı ihbar ettiği her türlü delille kanıtlanabilir. …

18. Bunun yanında, satışın koşulları gerçekleşmiş olsa bile, buna borçlu kendi başına karar veremez. Bu koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğine, koşullar gerçekleşmişse satışın şekline ancak mahkeme karar verebilir.

23. Davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnameler dikkate alındığında, taraflar arasında imzalanan asfalt plenti imalatına dair sözleşmenin davacı tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı, davalıya ait olup elinde bulunan malzemeleri davalıya iade borcu altına girmiştir. Davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamelere rağmen davalı tarafından malzemeler teslim alınmamış ve davalı temerrüde düşmüştür.

24. Davacı, dava açılmadan önce ihtar şartını yerine getirip malzemelerin korunması ya da saklanmasının değerini aştığını iddia etmesi nedeniyle mahkemece, mahallinde keşif yapılarak 6098 sayılı TBK’nın 108. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.

25. Bu durumda, mahkemece, davacının satışa izin istemesinde hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle talebin reddine karar verilmesi yerinde değildir.

27. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. …”

Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X