II. Bağışlama sözü vermenin geri alınması ve ifadan kaçınma
II. Bağışlama sözü vermenin geri alınması ve ifadan kaçınma
Madde 296 - Bağışlama sözü veren, aşağıdaki durumlarda sözünü geri alabilir ve onu ifadan kaçınabilir:
1. Elden bağışlanılan bir malın geri verilmesini isteyebileceği sebeplerden biri varsa.
2. Mali durumu, sonradan sözün yerine getirilmesini kendisi için olağanüstü ağır kılacak ölçüde değişmişse.
3. Bağışlama sözü verdikten sonra, kendisi için yeni aile yükümlülükleri doğmuş veya bu yükümlülükleri önemli ölçüde ağırlaşmışsa.
Bağışlama sözü verenin borcunu ödeme güçsüzlüğü belirlenir veya iflasına karar verilirse, ifa yükümlülüğü ortadan kalkar.
I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:
II - Bağışlama taahhüdünden rücu ve iptal
Madde 245 - Bağışlamayı taahhüt eden kimse, aşağıdaki hallerde taahhüdünden rücu ve tenfizinden imtina edebilir:
1 - Elden bağışlanan bir malın istirdadını talebe salâhiyet veren sebeplerden biri varsa.
2 - Bağışlamayı taahhüt ettikten sonra tenfizi müteahhit için fevkalâde külfetli olacak derecede malî vaziyeti değişmiş ise.
3 - Bağışlamayı taahhütten sonra yeni veya hissolunacak derecede külfetli aile vazifeleri tehaddüs etmiş ise.
Bağışlamayı taahhüt eden kimse borcunu edadan aczi tevsik veya iflâsı ilân olunur ise, bağışlama taahhüdü iptal olunur.
II-) Madde Gerekçesi:
Madde 295 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 245 inci maddesini karşılamaktadır.
Tasarının iki fıkradan oluşan 295 inci maddesinde, bağışlama sözü vermenin geri alınması ve bağışlayanın ifadan kaçınması düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 245 inci maddesinin kenar başlığında kullanılan “II. Bağışlama taahhüdünden rücu ve iptal” şeklindeki ibare, Tasarıda “II. Bağışlama sözü vermenin geri alınması ve ifadan kaçınma” şeklinde değiştirilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 245 inci maddesinin son fıkrasında kullanılan “iptal olunur” şeklindeki ibare, bağışlama sözü verenin borcunu ödeme güçsüzlüğü belirlenir veya iflâsına karar verilirse, bağışlama sözü verme, bağışlayanın bağışlamayı geri almasına veya iptal davası açmasına gerek olmaksızın, kendiliğinden hükümsüz kalacağı göz önünde tutularak, “ortadan kalkar.” şeklinde; “iflâsı ilân olunur ise” şeklindeki ibare de “iflâsına karar verilirse” şeklinde değiştirilmiştir.
Metninde yapılan düzeltme ve arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.
III-) Adalet Komisyonu Değişiklik Gerekçesi:
Alt Komisyonca, Tasarının 295 inci maddesinin son fıkrasında geçen “...ödeme güçsüzlüğü saptanır…” ibaresi, Tasarının genelinde, belirlenmek fiilinin kullanıldığı göz önünde tutularak, “…ödeme güçsüzlüğü belirlenir…” ibaresiyle değiştirilmiş, Komisyonumuzca da redaksiyon yetkisi kapsamında kanun yapım tekniğine uygunluğun sağlanması amacıyla değişiklik yapılmış ve madde teselsül nedeniyle 296 ncı madde olarak bu şekliyle kabul edilmiştir.
IV-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:
1-) OR:
II. Widerruf und Hinfälligkeit des Schenkungsversprechens
Art. 250
1 Bei dem Schenkungsversprechen kann der Schenker das Versprechen widerrufen und dessen Erfüllung verweigern:
1. aus den gleichen Gründen, aus denen das Geschenkte bei der Schenkung von Hand zu Hand zurückgefordert werden kann;
2. wenn seit dem Versprechen die Vermögensverhältnisse des Schenkers sich so geändert haben, dass die Schenkung ihn ausserordentlich schwer belasten würde;
3. wenn seit dem Versprechen dem Schenker familienrechtliche Pflichten erwachsen sind, die vorher gar nicht oder in erheblich geringerem Umfange bestanden haben.
2 Durch Ausstellung eines Verlustscheines oder Eröffnung des Konkurses gegen den Schenker wird jedes Schenkungsversprechen aufgehoben.
2-) CO:
II. Révocation de la promesse de donner et refus d’exécution
Art. 250
1 L’auteur d’une promesse de donner peut révoquer sa promesse et en refuser l’exécution:
1. lorsqu’il existe des motifs qui permettraient d’exiger la restitution des biens dans le cas d’une donation manuelle;
2. lorsque, depuis sa promesse, sa situation financière s’est modifiée de telle sorte que la donation serait extraordinairement onéreuse pour lui;
3. lorsqu’il lui est survenu, depuis sa promesse, des devoirs de famille nouveaux ou sensiblement plus onéreux.
2 La promesse de donner est annulée, lorsqu’un acte de défaut de biens est délivré contre le donateur ou lorsque ce dernier est déclaré en faillite.