III. Bakım borçlusunun ölümü
III. Bakım borçlusunun ölümü
Madde 618 - Bakım borçlusu ölürse bakım alacaklısı, bir yıl içinde sözleşmenin feshini isteyebilir. Bu durumda bakım alacaklısı, bakım borçlusunun iflası hâlinde, iflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir paranın kendisine ödenmesini, bakım borçlusunun mirasçılarından isteyebilir.
I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:
3 - Borçlunun vefatı halinde fesih
Madde 518 - Borçlu vefat edince alacaklı bir sene zarfında mukavelenin feshini talep edebilir. Bu takdirde alacaklı borçlunun iflâsı halinde masasından talep edebileceği mikdara müsavi bir meblâğın itasını borçlunun mirasçılarından isteyebilir.
II-) Madde Gerekçesi:
Madde 618 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 518 inci maddesini karşılamaktadır.
Tasarının tek fıkradan oluşan 618 inci maddesinde, bakım alacaklısının, bakım borçlusunun ölümü nedeniyle sözleşmeyi feshetmesi düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 518 inci maddesinin kenar başlığında kullanılan “3. Borçlunun vefatı halinde fesih” şeklindeki ibare, Tasarıda “III. Bakım borçlusunun ölümü” şekline dönüştürülmüştür.
Metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.
III-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:
1-) OR:
3. Aufhebung beim Tod des Pfrundgebers
Art. 528
1 Beim Tode des Pfrundgebers kann der Pfründer innerhalb Jahresfrist die Aufhebung des Pfrundverhältnisses verlangen.
2 In diesem Falle kann er gegen die Erben eine Forderung geltend machen, wie sie im Konkurse des Pfrundgebers ihm zustände.
2-) CO:
3. Résiliation en cas de mort du débiteur
Art. 528
1 Au décès du débiteur, le créancier peut demander la résiliation du contrat dans le délai d’un an.
2 Dans ce cas, il a le droit de faire valoir contre les héritiers une créance égale à celle qu’il serait autorisé à produire dans la faillite du débiteur.
IV-) YİBK, T: 05.06.1957, E: 25, K: 22 sayılı kararından:
Malûm olduğu üzere alacaklının ölümü ölünceye kadar bakma akdinin sona ermesini mucip olduğu halde borçlunun ölümü ile bu âkıd sona ermez. Bakma ve görüp gözetme mükellefiyeti borçlunun mirasçılarına intikal eder. Ancak Borçlar Kanununun 518 inci maddesi alacaklıya borçlunun ölümünden sonra onun mirasçıları ile akdi devam ettirmeyi arzu edip etmeyeceğini tâyin ederek dilediği takdirde, ölümden itibaren bir sene zarfında, akdin feshini talebetmek hakkını tanımıştır. Böylece vazıı kanun alacaklıya, arzusu hilâfına, borçlunun mirasçıları ile birlikte yaşamağa icbarı uygun bulmamıştır.
Ölünceye kadar bakma akdinin taraflarına, Borçlar Kanunun 516 ve 517 nci maddeleri ile de, bazı ahvalde akdin feshini istemek salâhiyeti tanınmıştır. Bu maddelere göre akdin feshedilmesi hallerinde feshin makabline şâmil olarak hüküm ifade edeceği maddelerin sârih ifadelerinden anlaşılmaktadır. Ezcümle 516 ncı maddenin ikinci fıkrasında birinci fıkraya göre fesih halinde evvelce verilmiş olan şeylerin istirdat olunacağı açık bir şekilde ifade edildiği gibi 517 nci maddenin ikinci fıkrasında da yine birinci fıkraya göre fesih halinde, kusurlu olan tarafın, aldığı şeyi geri verdikten maada kusuru olmıyan taraflar hakkaniyete uygun bir tazminat vermeğe de mecbur olduğu açıkça belirtilmiştir.
Alacaklının, 518 inci maddeye göre, yâni borçlunun ölümü sebebiyle akdi feshetmesi halinde ise, maddenin ikinci cümlesinin açık ifadesine göre borçlunun mirasçılarından ancak borçlunun iflâsı halinde iflâs masasından talebedebileceği miktara müsavi bir parayı talebedebileceği kabûl olunmuştur. Böylece vazıı kanun burada feshin hükümlerini makabline teşmil etmek istememiştir. İşte bunun içindir ki, 518 inci maddede 516 ve 517 nci maddelerde olduğu gibi verilen şeyin istirdadından, geri verilmesinden bahsedilmemiştir. Borçlunun ölümü üzerine akdi fesheden alacaklının kendisine senelerce bakmış olan borçlusunun mirasçılarının elinden evvelce borçluya temlik etmiş olduğu malı geri alabilmesi arzu edilmemiştir. Eğer bu arzu edilmiş olsa idi keyfiyet 516 ve 517 nci maddelerde olduğu gibi 518 inci maddede açıkça ifade edilirdi.
Gerek İsviçre Borçlar Kanununun, Türk Borçlar Kanununun 518 inci maddesine tekabül eden 528 inci maddesini tefsir eden İsviçreli şarihler, gerekse Türk Borçlar Kanununun 518 inci maddesi üzerindeki görüşlerini açıklayan Türk hukukçuları da Borçlar Hukuku ile ilgili eserlerinde ve makalelerinde bu maddeye göre akdi fesheden alacaklının sadece borçlunun iflâsı halinde iflâs masasından talebedebileceği miktara müsavi bir meblağın diğer bir tabirle 519 uncu maddede ifade edildiği gibi muteber bir irat sandığında kendisine verilmesi lâzımgelen şeylerin kıymetine muadil kaydı hayat ile irat tesisi için muktazi resülmale müsavi bir paranın kendisine verilmesini borçlunun mirasçılarından isteyebileceği mütalâasında bulunmaktadırlar. 518 inci maddenin ikinci cümlesinin « … Alacaklı borçlunun iflâsı halinde masasından talebedebileceği miktara müsavi bir meblâğın itasını borçlunun mirasçılarından isteyebilir» şeklindeki ifade tarzı da bu görüşün doğruluğunu teyit etmektedir.
Mezkûr fıkra hükmü Borçlar Kanununun 108 inci maddesinde ifadesini bulan akidden rücû eden alacaklının verdiği şeyi istirdat edebileceği yollu umumi kaidenin bir istisnasını teşkil etmektedir.
Netice; yukarıda izah olunan sebeplere mebni ölünceye kadar bakma akidlerinde, borçlunun ölümü üzerine, Borçlar Kanununun 518 inci maddesi gereğince, alacaklı tarafından bir sene zarfında akdin feshinin talep edilmesi halinde alacaklının borçlunun mirasçılarından akdin in’ıkadı sırasında borçluya verdiği malı isteyemiyeceğine, sadece borçlunun iflâsı halinde iflâs masasından isteyebileceği miktara müsavi bir paranın kendisine verilmesini talebedebileceğine 5/6/1957 tarihinde üçte ikiyi geçen ekseriyetle karar verildi. (RG. 28.08.1957; S: 9693).