II. Önel verilmeksizin fesih
II. Önel verilmeksizin fesih
Madde 617 - Sözleşmeden doğan borçlara aykırı davranılması sebebiyle sözleşmenin devamı çekilmez hâle gelir veya başkaca önemli sebepler sözleşmenin devamını imkânsız hâle getirir ya da aşırı ölçüde güçleştirirse, taraflardan her biri sözleşmeyi önel vermeksizin feshedebilir. Sözleşme bu sebeplerden birine dayanılarak feshedildiği takdirde kusurlu taraf, aldığı şeyi geri verir ve kusursuz tarafa, bu yüzden uğradığı zarara karşılık uygun bir tazminat ödemekle yükümlü olur.
Hâkim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir.
I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:
2 - Bir taraflı fesih
Madde 517 - Tahmil olunan mükellefiyete muhalif hareket olunmasından naşi mukavelenin icrasına devam etmek çekilmez bir hale geldiği yahut diğer bazı muhik sebepler mukavelenin devamını imkânsız bir hale getirdiği yahut ifrat derecede külfetli kıldığı takdirde, iki taraftan her biri yalnız başına onu feshedebilir.
Eğer mukavele, bu sebepler dolayısiyle fesholunur ise kusurlu olan taraf aldığı şeyi geri verdikten maada kusuru olmayan tarafa hakkaniyete muvafık bir tazminat vermeğe mecburdur.
Hakim, mukaveleyi feshedecek yerde iki taraftan birinin talebi ile yahut re’sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydıhayat ile bir irat tahsis edebilir.
II-) Madde Gerekçesi:
Madde 617 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 517 nci maddesini karşılamaktadır.
Tasarının iki fıkradan oluşan 617 nci maddesinde, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin önel verilmeksizin feshi düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 517 nci maddesinin kenar başlığında kullanılan “2. Bir taraflı fesih” şeklindeki ibare, Tasarıda “II. Önel verilmeksizin fesih” şekline dönüştürülmüştür.
Metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.
III-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:
1-) OR:
2. Einseitige Aufhebung
Art. 527
1 Sowohl der Pfründer als der Pfrundgeber kann die Verpfründung einseitig aufheben, wenn infolge von Verletzung der vertraglichen Pflichten das Verhältnis unerträglich geworden ist oder wenn andere wichtige Gründe dessen Fortsetzung übermässig erschweren oder unmöglich machen.
2 Wird die Verpfründung aus einem solchen Grunde aufgehoben, so hat neben der Rückgabe des Geleisteten der schuldige Teil dem schuldlosen eine angemessene Entschädigung zu entrichten.
3 Anstatt den Vertrag vollständig aufzuheben, kann der Richter auf Begehren einer Partei oder von Amtes wegen die häusliche Gemeinschaft aufheben und dem Pfründer zum Ersatz dafür eine Leibrente zusprechen.
2-) CO:
2. Résiliation unilatérale
Art. 527
1 Chacune des parties est autorisée à résilier unilatéralement le contrat, lorsque la continuation en est devenue intolérable en raison d’une violation des charges imposées, ou lorsque d’autres justes motifs rendent cette continuation impossible ou onéreuse à l’excès.
2 Si le contrat est annulé pour l’une de ces causes, la partie qui est en faute doit, outre la restitution de ce qu’elle a reçu, une indemnité équitable à celle qui n’a commis aucune faute.
3 Au lieu d’annuler le contrat, le juge peut, à la demande de l’une des parties ou d’office, prononcer la cessation de la vie en commun et allouer au créancier une rente viagère à titre de compensation.
IV-) YİBK, T: 15.03.1940, E: 26, K: 59 sayılı kararından:
Ölünceye kadar bakma akdinin mevzuu Borçlar Kanununun 514 üncü maddesine göre alacaklıyı borçlusunun ailesi uzuvlarından biri gibi bu aile içinde ve Kanunu Medeninin aile reisliği hakkındaki hükümleri dairesinde yaşatıp gözetmekten ve ancak alacaklının sıhhî bir müessesede tedavisine ihtiyaç halinde müessesenin masraflarını ödemekten ibarettir.
İki taraf hilâfını mukavele etmiş olmadıkça kanunun bu hükmü cereyan eder. Yoksa alacaklı kendisi ayrı bir evde yaşayıp borçluyu o evde kendisini beslemeğe mecbur edemez. Borçluyu böyle bir mecburiyete tâbi tutmak tarafların hususî mukaveleleri icabı değilse, kendisine kanun hükmü haricinde fazla külfet tahmili demek olur. Binaenaleyh borçlu alacaklıyı aile içine davet ettiği halde alacaklı borçlunun kendisine ihtiyariyle oturduğu ayrı bir evde yiyecek ve saire göndermek suretile bakmakda kusur ettiğini ileriye sürerek akdi feshedemez. Şayet borçlu ile bir arada yaşamakta devamın borçlunun kusurile kendisi için çekilmez bir hale geldiği iddiasında ise yapacağı şey kanunun 517 nci maddesine istinadla akdin feshini yahud hayat kaydı ile irada tahvilini talep ve dava etmekten ibarettir. Fesih dava edilmiş olur ve hâkim tahmil olunan mükellefiyete muhalif hareket olunmasından naşi mukavelenin icrasına devam etmek çekilmez bir hale geldiğine kanaat hasıl ederse mukaveleyi dava veçhile fesh veya alacaklıya hayat kaydile bir irad tahsis eder. (RG. 11.05.1940; S: 4506).